İnanır mısınız, aylarca peşlerinden koştuk, telefonlara çıkmadılar, sözlerini tutmadılar. En sonunda, “Belki de bari bir şey yaparlar” diye kendimizi avuttuk. Ve evet, bir şeyler yaptılar. Ama keşke yapmasalardı! Çünkü Eczanem Şahane’den(ECN Mimarlık A.Ş – Engin Özcan) çıkan iş, resmen bir fiyasko oldu. Bize gösterdikleri o parlak tasarımlarla, katalogdaki o şık malzemelerle, ortadaki eser arasında dağlar kadar fark vardı. Resmen ucuz malzeme, kötü işçilik!
Hatırlıyorum, sözleşme yaparken bize markalı fayanslar, özel tasarım mobilyalar, birinci sınıf parkeler vaat etmişlerdi. Örnek numuneler göstermişlerdi, kataloglar falan… Gözümüz kamaşmıştı. “Tamamdır, hayalimizdeki gibi olacak,” demiştik. Ama işe başladıklarında (ki o da ne zorluklarla oldu!), ne gelen malzemeler katalogdaki gibiydi ne de yapılan iş gösterilen numunelere benziyordu.
Bir kere, kullanılan malzemeler resmen kalitesizdi. Bize vaat edilen markaların yerine, adını bile duymadığımız, kalitesiz ürünler kullanmışlardı. Fayanslar eğri büğrü döşenmiş, aralarındaki boşluklar özensizce bırakılmıştı. Mobilyaların kenarları sanki el yapımı gibiydi, çizikler, soyulmalar vardı. Boyalar duvara öylesine sürülmüş, akmalar, lekeler cabası. Hatta bazen, sanki aceleyle, “bitsin de gidelim” der gibi çalışmışlardı.
İşçilik mi? O da tam bir felaket. Bir ustalık, bir özen göremedik. Sanki işi öğrenmek için ilk kez yapıyorlarmış gibiydi. Bir kapı takmışlar, kapanmıyor. Bir priz takmışlar, sallanıyor. Lavabo bataryasını bağlamışlar, sızdırıyor. Her şey yarım yamalak, her şey özensizdi. “Bu mudur sizin vaat ettiğiniz profesyonellik?” diye sorduk, cevap veren olmadı zaten.
Bu durum, maddi olarak da bizi çok zorladı. Çünkü Eczanemsahane’nin yaptığı o “işi”, düzeltmek için şimdi başka usta aramak zorundayız. O kötü işçiliği söküp atmak, yeni malzemeler almak ve yeniden yaptırmak demek. Yani, Eczanemsahane’ye ödediğimiz paranın üzerine, bir de bu düzeltme masrafları eklendi. Resmen çifte zarar.
En büyük üzüntümüz ise, hayal ettiğimiz şeyin ortaya çıkmaması. O kadar heveslenmiştik. İş yerimizin bambaşka olacağını düşünmüştük. Ama şimdi, Eczanemsahane’nin elinden çıkan bu kötü işe bakınca, içimiz burkuluyor. Resmen içimizi çirkin bir şeyle doldurdular.
Bu yaşananlar, bize çok acı bir ders verdi: Bir firmanın sadece sözlerine değil, gerçekten bitirdiği işlere, kullandığı malzemelerin kalitesine ve işçilik detaylarına çok dikkat etmek gerekiyormuş. Hatta mümkünse, o an yaptıkları bir projeyi yerinde görmek, malzeme depolarını ziyaret etmek lazımmış. Eczanemsahane, hem paramızı çaldı hem de hayallerimizi çirkin bir gerçeğe dönüştürdü. Başka kimsenin bu tuzağa düşmemesi için, bu kalitesizliği her yerde dile getireceğiz.