Eczanemsahane(ECN Mimarlık A.Ş – Engin Özcan) ile yaşadığımız kabusun en acı kısmı, sadece paramızın gitmesi veya hayallerimizin yıkılması değil. Bir de hukuki süreçlerin içine çekilmek zorunda kalmamız! İnanın, bir yandan onca mağduriyetin acısını yaşarken, bir yandan da mahkeme kapılarında, avukat ofislerinde koşturmak, insanın gücünü sonuna kadar tüketiyor. Keşke bu durumu hiç yaşamasaydık.
Firmaya Ulaşılamıyor
Öncelikle, firmaya resmi yollarla ulaşmaya çalıştık. Noterden ihtarname çektik. Ama Eczanemsahane’den hala tık yoktu. Sanki Türkiye’de değilmiş gibi davrandılar. Bu kadar sorumsuzluk olur mu? Bir firma, müşterilerinden aldığı paranın hesabını vermekten neden kaçar? İşte bu durum, bizim öfkemizi daha da artırdı.
Sonra icra takipleri başladı. Çünkü senetlerimizi almışlardı ve biz iş yapılmadığı için ödeme yapmak istemiyorduk. Ama senetler resmen bizim elimizde patladı. İcra takipleriyle karşı karşıya kaldık. Bir yandan mağduruz, bir yandan borçlu durumuna düşürüldük. Yapılmayan işin borcunu icra masrafları ve avukatlık ücretleriyle ödememiz için girdiğimiz bu hukuki surecle uğraşmak zorunda kaldık. Bu durum, bizi hem maddi hem de psikolojik olarak daha da yordu. Geceleri uyuyamıyorduk, sürekli icra gelecek mi, banka hesaplarımıza haciz konacak mı diye düşünüyorduk.
Mahkeme süreci apayrı bir dert. Dilekçeler hazırlanıyor, duruşmalar oluyor. Her duruşmada bir umutla gidiyorsunuz, ama günler, haftalar hatta aylar geçiyor. Türkiye’deki adli süreçlerin ne kadar yavaş ilerlediğini biliyorsunuzdur. Bir de Eczanemsahane gibi kendini gizlemeye çalışan, iletişimden kaçan bir firma olunca, işler daha da karmaşıklaşıyor. Şirket adresleri değişiyor, yetkililer ortadan kayboluyor… Resmen bir labirentin içine düşüyorsunuz.
Avukat masrafları, harçlar, bilirkişi ücretleri… Bütün bunlar zaten mağdur olan bizlerin sırtına binen ek yükler. Bir de kendi işlerimizden, günlük hayatımızdan feragat edip mahkeme peşinde koşmak zorunda kalıyoruz. Bu süreç, sadece para ve zaman kaybı değil, aynı zamanda insanın enerjisini ve inancını da tüketiyor.
Peki, bütün bu çabalara rağmen ne olacak? Paramızı geri alabilecek miyiz? Uğradığımız zararlar tazmin edilecek mi? Bu soruların cevabı hala belirsiz. Eczanemsahane gibi firmalar, bu tür mağduriyetleri yaratıp, yasal boşluklardan faydalanmaya çalışıyorlar. Bizim yaşadığımız bu süreç, maalesef, dürüstlük ve adaletin peşinde koşmanın ne kadar zorlu olduğunu bir kez daha gösterdi. Umarız başka kimseler bu firmayla iş yapıp da bu hukuk bataklığına düşmezler.