Sonra ne oldu dersiniz? Anlaşmayı yaptık, sözleşmeleri imzaladık. Ve en can alıcı nokta: Bütün senetleri bizden peşin aldılar! Evet, yanlış duymadınız, daha tek bir çivi bile çakılmadan, daha tek bir malzeme gelmeden, bütün senetleri bir bir teslim ettik. “İşler hızlı ilerlesin, sorun çıkmasın” dedik. Ama gel gör ki, sorunların en büyüğü tam da burada başladı.

Senetleri verdikten sonra, o güler yüzlü insanlar sanki buhar olup uçtular. Başta “Malzeme temin ediyoruz, projeyi hazırlıyoruz” dediler. Bir hafta geçti, ses yok. İki hafta geçti, yine yok. Aramaya başladık, ilk başlarda bir iki kez çıktılar telefona, “Efendim, şu an meşgulüz, projeyle ilgileniyor döneceğiz” dediler. Ama ne dönen oldu ne de bir gelişme yaşandı. Günler haftaları, haftalar ayları kovaladı. İş yerimizde hala tık yoktu. Sözüm ona yapılacak dekorasyon, hayalden öteye geçemedi.

Bu durumu yaşayan sadece biz de değilmişiz. Sonradan öğrendik ki, bizim gibi onlarca mağdur varmış. Herkesin derdi aynı: “Senetleri aldı, iş yapmadı.” Şimdi elimizde sadece ödenmesi gereken senetler ve bir türlü başlamayan projelerle kaldık. Kira ödüyoruz, iş yerimiz açılmıyor, maddi kaybımız her geçen gün büyüyor. Ne yapacağımızı şaşırdık.

En kötüsü de ne biliyor musunuz? Duyduğumuz o güvenin paramparça olması. İnsan bir firmaya güvenirken, o kadar büyük bir hayal kırıklığı yaşayınca, bir daha kimseye kolay kolay güvenemiyor. Eczanemsahane, bizim paramızı aldı, zamanımızı çaldı ve en önemlisi hayallerimizi yıktı. Bu yapılan düpedüz haksızlık, düpedüz dolandırıcılık! Adalet arıyoruz, sesimizi duyurmak istiyoruz, başka kimseler bizim yaşadıklarımızı yaşamasın diye çabalıyoruz.